Libya Savaşına Doğru ve Türkiye'nin Libya Politikası
Fehim Güler
19 Mart 2011
Derne - Tobruk Savaşlarından aşina olduğumuz Libya topraklarında M. Kemal Atatürk'ün İtalyanlara karşı yerel kuvvetlerle savaştığını bilmeyenimiz yoktur. Dahası bu savaşın sonunda imzalanan UŞİ Antlaşması ile Oniki Adalarını (Dodecanese Islands) da İtalya'ya bıraktığımızı da eklemek isterim. Ki bu adalar II nci Dünya Savaşı sonunda Italya tarafından Yunanistan'a verilmiştir.
Libya Krizinde ve yakın gelecekteki Libya Savaşında olacakları tahmin etme ve Geleceğin doğru okunması adına 02 Mart 2011 tarihinde aşağıdaki makaleyi grup üyelerinin dikkatlerine sunmuştum. Buhran Yönetimi alanında 1986 yılından bu yana hem teoride hem de uygulamada yıllarımı verdiğim uluslararası alanda alelusul kaleme aldığım yazının gerçekleştiğini görmekteyim. Ben makalemde bir tarafı savunma pozisyonu almadığımı ancak bu krizin gelişimi içinde durumun nasıl seyredeceğini tasvir etmeye çalıştım.
BM himayesinde ve ABD liderliğinde İNG+FR+IT 'nın katılımıyla Koalisyon Kuvvetleri teşkil edileceği, Uçuşa Yasak Bölge ( No- Fly Zone ) teşkil edileceğini artık teslim etme durumundayız. Amerikan 6 nci Filo Uçak Gemisinde konuşlu 150 savaş uçağı ve Italya'nın Sigonella Adasındaki hava üssüne dayalı Mukabil Hava Harekatı icra edilecektir. Bu harekatın hedefi Kaddafi üzerinde kesin hava hakimiyetini sağlayacak şekilde Libya Hava Kuvvetlerine ait savaş uçakları ve radarlar ve de hava savunma silah sistemleri vurulacaktır. Dahası ateşkese uyulmaması halinde Tugay çapında Amfibi harekat ile kara harekatı yapılmasını beklemek yanlış olmayacaktır.
Türkiye, Afganistan'da ne işi varsa (NATO Kuvvetlerinin bir parçası olarak), Libya'da olacakmıdır? Bunun cevabını Siyasi iktidar verecektir. Irak'ta olmayı gözüne kestiremeyen Türkiye Libya Savaşında da olmayacak olduğunu değerlendiriyorum. Ancak Barışı Destekleme Harekatı BM'in yaygın bir askeri mukabele seçenekleri arasındadır. Türkiye Somaliye, Bosna'ya, Kosova'ya ve Lübnan'a bu konsept altında kuvvet gönderdi. Filistin'e de BM Gözlemci yolladı.
Şimdi aşağıda 02 Mart 2011 de yazdığım makalemde açıklanan olaylar ve Krizin yönetimi 2011 yılının tamamına yayılacak askeri ve siyasi faaliyetler olduğunu vurgulamalıyım. Görünen o ki 15 günde hızlı bir gelişme ile Diplomatik Önlemler Listesi çalıştığı gibi Askeri Mukabele Seçeneklerinin Uygulanmasına bile başlandı. Halbuki Irak'ta yığınaklanma 6 ay sürmüştü. Bu ise erken doğum vakası olacağa benzemektedir.
Her nasılsa dünya olaylarıı gözlemlerken Türkiye ağırlıklı olarak üçüncü taraf ve bu sebeple kimin yanında olacağımız sorularını aramaktan ziyade bu kriz ve savaş nasıl yönetilecek soruları öne çıkmaktadır.
Saygılarımı sunarım.
Fehim GÜLER
fehim.guler@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder